Sinema olgusunu ele alırken şiirsel sinema başlığıyla karşılaştığımızda, sinema ve şiirsel edebiyatın karışımı olan bir olguyla uğraştığımız şeklindeki bu bildik yanılgıya düşmemek gerekir. Her zaman en basit fikir şudur: Bir filmin diyalogları şiirsel ise ya da yönetmenin kendisi bir şair ise şiirsel sinemayla karşı karşıyayız. Gilles Deleuze şöyle der: “Sinema, felsefeyi yeni bir yöne çevirmek için doğdu.” Ona göre “sinema felsefenin bir yansıması değil, felsefenin kendisidir” (Deleuze, 2021). Belki de bu kısa girişle şiirsel sinemanın şiirsel söz olmadığı ve şiirsel sözle bir ilgisi olması gerekmediği söylenebilir; çünkü şiirsel sinemada kameranın görüntüsü, kadrajı ve hareketi bir şiir gibi olmalıdır.
.
“İran Sineması: Fotoğrafik Gerçeklik ile Şiirsel Duygu Arasında”
.
Tahran Üniversitesi’nden Mansoor Majed, kültür, sanat, gezi rehberiniz Arka Plan Sanat’ın 22. sayısında sizler için yazdı…