Pastanenin ikinci şubesi Karaköy meydanında açılır. Loryan Pastanesi, 1933’te İstiklal Caddesi’ndeki Luvr Apartmanı’nın zemin katına taşındıktan bir yıl sonra adını değiştirmek zorunda kalır. O yıl çıkarılan ve yabancı isimlerin Türkçeleştirilmesini
Bir Tatlı Huzur…
TEKerLEME” filmi oyuncuları İstanbul’un kokularını anımsarken Kapalı Çarşı’nın kokusunu, Tünel’in kayış kokusunu, Üç Horan Kilisesi’nin avlu kokusunu, Aynalı Pasaj’ın kokusunu örnek verirler. Bu yerlerin gerçekten kendine özgü kokuları vardır. Ben
BİLİME ADANMIŞ BİR HAYAT; MUSTAFA İNAN
Mustafa İnan’ın adına, ilk defa kitap raflarında Oğuz Atay’ın “Tutunamayanlar” kitabını ararken rastlamış yazarın hayali bir romanı olarak düşünmüştüm, o gün aldığım üç kitaptan biri “Bir Bilim Adamının Romanı” adlı
Bilime Adanmış Bir Hayat; Mustafa İnan
📌 BİLİME ADANMIŞ BİR HAYAT; MUSTAFA İNAN.“İşte delikanlı, ilkokul sıralarından başlayarak ‘kendi bacağından asılan koyun’ felsefesi ile yetiştirilenlere asla itibar etmeyeceksin. Onların arasından ülkeye yararlı birinin çıktığı görülmedi. Çıkarcıların sana
Adalardan Bir Yar; Sorumlu Avare Sait Faik…
📌 “ADALARDAN BİR YAR; SORUMLU AVARE SAİT FAİK ABASIYANIK.İstanbul’da ya Sait Faik’in hikâyelerini yaşarsınız ya da hikâyelerde İstanbul’u. Burgazada’da bunu yaşadım ben. Vapurdan iner inmez meydanda onunla göz göze gelirsiniz,
Bir Martı, Bir Sokak, Çocuklar ve Can Yücel
(..)Epey kötülemiş ama olsunHuri değil a, bu hurdaAma benzemiyor diyemezsiniz yaBaşımızdaki fermanlı zorbaya!Uzun etmeyin şıpın işi bildinizBu Salozun Salazar olduğunu..📌 Yunus Emre’nin deyişiyle; “Bir ben vardır bende, benden içeru“ sözünü
Orhan Veli…
İşim gücüm budur benim,Gökyüzünü boyarım her sabah,Hepiniz uykudayken.Uyanır bakarsınız ki mavi.Deniz yırtılır kimi zaman,Bilmezsiniz kim diker;Ben dikerim.Dalga geçerim kimi zaman da,O da benim vazifem;Bir baş düşünürüm başımda,Bir mide düşünürüm midemde,Bir
Yaşamın Gerçeği Depremler
Anlatılmaz yaşanır denilen bazı şeyler vardır; bir doğum olayı, hayvan sevgisi, özlenene kavuşma, şiddetli yağan yağmurdan sonra gelen seller, kara kıştan sonra yaşanan don olayları, çığ gibi. Ama öyle bir
Yaşamın Gerçeği Depremler…
📌 Yıl 1952….Âşık Veysel’i Sivas’taki köyünde ziyarete giden yazarımız Yaşar Kemal, Erzurum’a bağlı Pasinler’de büyük bir yıkıma yol açan depremi İstanbul’a dönmeye hazırlanırken öğrenir ve hemen Hasankale’ye hareket eder. O
İstanbul’un Son Şahidi Ara Güler
Eskiler alıyorumAlıp yıldız yapıyorumMusiki ruhun gıdasıdırMusikiye bayılıyorumŞiir yazıyorumŞiir yazıp eskiler alıyorumEskiler verip musikiler alıyorum.Bir de rakı şişesinde balık olsam!” demiş ya Orhan Veli..İşte o gökyüzünden size göz kırpan yıldızlar Orhan