Paris’in Île-de-France ve merkez bulvarlarının dışında kalan çeperinde, yani güneyde Ivry ve Vitry’den, kuzeyde Saint-Denis ve Aubervilliers’ye kadar uzanan büyük çemberde, modernite bambaşka bir hikâye yazmaktadır. 1800’lerin ışıklı vitrinleri Paris’in periferisinde gündüzleri pazarlarda ve meydanlarda kendini hissettirir. Modernite kendini insan ve mal selleri şeklinde gösterir. Oysa bu sadece ışıltılı bir yanılsamanın, sinematografik bir illüzyonu gibidir. Kentin yoksulluğu hem içeride -birçok mahallede- hem banliyölerde onulmaz bir hal alır. Bu yoksulluk ve çelişki dalga dalga ve çeşitli biçimlerde devrimleri besler veya yaratır. Ama Paris’teki birçok devrimci deneyimi ve buranın dinamik karakterini iyi bilen Karl Marx’ın ortaya koyduğu gibi devrimci sınıf mücadelesi çok kez başarısızlıkla veya yenilgiyle sonuçlanır.
.
“Bella Epoque’ta Bir Paris Gezintisi”
.
Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sinema Bölümünden Dr. Doğuşcan Göker kültür, sanat, gezi rehberiniz Arka Plan Sanat’ın 22. sayısında sizler için yazdı…
.
Dijitalleşen dünyamızda dijitale bulaşmadan sadece dokunarak okuyabildiğiniz yayın organımız Arka Plan Sanat’ın 22. sayısına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
.
https://arkaplansanat.com/product/arka-plan-sanat-22-sayi/
